Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Dilin Kilo Verme Sürecinde Rolü: Yeni Araştırma Detayları

Kilo verme sürecinde dilin önemli bir rol oynayabileceğini biliyor muydunuz? Son araştırmalar, dilin ve tat reseptörlerinin incelenmesinin kilo kontrolünde etkili olabileceğini gösteriyor.

Çinli araştırmacılar tarafından dil ve tatlı tat reseptörlerinin üç boyutlu yapısının haritasının çıkarılmasıyla ilgili yapılan yeni çalışma, tatlı tadı algılayan reseptörlerin diğer tatlar gibi evrimleştiğini ortaya koyuyor. Bu durum, şekerli gıdalara olan ilgiyi ve tüketimi artırarak enerji ihtiyacını karşılama eğilimimizi açıklıyor.

Araştırmacılara göre, tatlı tat reseptörlerinin işleyişinin detaylı bir şekilde anlaşılması, şekere karşı isteğimizi düzenleyebilecek yeni stratejilerin geliştirilmesine olanak tanıyabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü’nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang, yaptığı açıklamada, “Şekerin obezite üzerindeki etkisi göz ardı edilemez” dedi.

Günümüzde kullanılan yapay tatlandırıcıların şeker isteğini azaltmadığı belirtiliyor. Ancak, tat reseptörlerinin yapısı hakkındaki bilgi sayesinde daha etkili çözümler geliştirilebileceği ifade ediliyor.

Zhang ve diğer araştırmacılar, tatlı tat reseptörü üzerine yapılan çalışmalar için üç yıl boyunca yoğun çaba harcadılar. Kriyo-elektron mikroskopi adı verilen bir teknoloji kullanarak reseptörün 3 boyutlu yapısını incelediler.

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, reseptörün bağlanma cebinin yapısının belirlenmesinin önemine vurgu yaparak, onun işleyişinin anlaşılmasının son derece kritik olduğunu belirtti.

Araştırmanın diğer bir yazarı olan Andrew Chang ise, “Bilimsel anlayışımızı ilerleterek insanlara yardımcı olmayı hedefliyoruz” dedi.

Şeker tüketiminin obezite ve diğer sağlık sorunlarıyla ilişkilendirildiği bilinen bir gerçek. Bu nedenle, tat reseptörlerinin incelenmesi, obeziteyle mücadelede yeni yöntemlerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.

Bu tür araştırmaların obeziteyle mücadelede önemli bir etken olabileceği ve sağlıklı yaşam için yeni kapılar açabileceği belirtiliyor.

Related Posts

NASA astronotu paylaştı: Uzaydan büyüleyici gün doğumu

Astronot Zena Cardman, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan çektiği büyüleyici anları paylaştı.

Google’a “sevilen kaynaklar” bölümü geldi

Google, ABD ve Hindistan’da kullanıma sunduğu yeni bir özellikle sevdiğiniz sitelerden daha fazla içerik görmenizi sağlayacak.

100 yaşına kadar sağlıklı yaşamanın sırrı keşfedildi

Yeni yapılan bir araştırma, 100 yaşına kadar sağlıklı bir yaşam süren kişilerin, “süper insan” yeteneklerine sahip olduğunu ortaya koydu. İsveç’teki iki büyük yaşlılar araştırması, centenarianların (100 yaşına ulaşan kişiler) daha az hastalık geliştirdiğini, hastalıkları daha yavaş bir şekilde biriktirdiğini ve çoğu zaman en ölümcül yaşa bağlı hastalıklardan kaçındıklarını gösterdi.

Dünya’yı buz topuna çeviren olay ortaya çıktı: Yeniden yaşanabilir

Bilim insanları, 12 bin 800 yıl önce Dünya atmosferinde patladığı düşünülen dev bir kuyruklu yıldızın izlerine okyanus tabanında ulaştı. Bu olayın, ‘Genç Dryas Etkisi’ olarak bilinen, küresel soğuma döneminin başlangıcını tetiklemiş olabileceği düşünülüyor.

En eski devlet bilgisayarı, uzayın derinliklerinde çalışmaya devam ediyor

Voyager 1 ve 2’nin üzerinde yer alan bilgisayarlar, neredeyse yarım yüzyıldır çalışıyor. Yavaş işlemciler ve sınırlı bellekle çalışan bu sistemler, modern teknolojinin ulaşamayacağı bir kararlılıkla görevlerine devam ediyor.

Musk’tan Korkutan İtiraf: “Yapay zeka benim işimi de alacak! Hiçbir meslek güvende değil!”

Elon Musk, yapay zekanın yalnızca mavi yaka değil, CEO’lardan doktorlara kadar tüm meslekleri ortadan kaldıracağını söyledi. Uzmanlar, bu dönüşümün çoktan başladığını ve yalnızca 2024’te on binlerce kişinin işsiz kaldığını hatırlatıyor.