Yazar ve Filistin’in eski Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Elias Sanbar, “İsrail’in Filistin’de bir etnik kıyım yapmayı amaçladığını” ve Filistinlilerin kültürünü yok etmek istediğini belirtti. Paris’teki Arap Dünyası Enstitüsü’nde (IMA) “Gazze: Yıkım Nereye Kadar Devam Edecek?” başlıklı konferansta, İsrail’in aylardır devam eden saldırıları sonucu tahrip edilen Gazze’deki kültürel mirasın nasıl korunacağı ve yeniden nasıl inşa edilebileceği ele alındı.
AA’nın aktardığına göre Sanbar, Kudüs Fransız İncil ve Arkeoloji Okulu’nda arkeolog ve araştırmacı Rene Elter, Cenevre merkezli Çatışma Bölgelerinde Mirasın Korunması İçin Uluslararası Birliğin Program Müdürü Elke Selter, Fransa menşeli Mediapart haber sitesinin sahibi Edwy Plenel’in yanı sıra çok sayıda kişi etkinliğe katıldı. Sanbar burada yaptığı konuşmada, “Sadece Gazze’ye yönelik bir savaş değil bu, Filistin’in tamamına yönelik bir savaş” dedi.
‘BÖLGEYİ ATEŞE VERECEK BİR SAVAŞIN ARİFESİNDEYİZ’
“İsrail’in Filistin’de bir etnik kıyım yapmayı amaçladığını” söyleyen Sanbar, Tel Aviv yönetiminin, Filistin halkının kültürünü yok etmek istediği değerlendirmesinde bulundu. Sanbar, İsrail ordusunun bölgede Filistinlilerin kültürel mirasını “çaldığını” ifade ederek, “Bu savaş uzun sürecek, sonuçları çok ciddi olacak ve belki de Filistin sınırlarını aşarak bölgeyi (Orta Doğu) ateşe verecek bir savaşın arifesindeyiz” diye konuştu.
Elias Sanbar, Filistin halkının yaklaşık 1 asırdır yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, “1948’de Filistin yok olduğunda ve yüzbinlerce mülteci karayoluyla, patikadan, deniz yoluyla Arap ülkelerine ulaştığında bu bir felaketti, Nakba bir felaketti. Ancak 4 yıl sonra mücadele etme fikri yeniden canlandı” ifadesini kullandı.
‘GAZZE AÇIK HAVA MEZARI HALİNE GELDİ’
Nakba sırasında giden Filistinlilerin birkaç gün sonra geri dönebileceğini düşündüklerini ancak bunun gerçekleşmediğini ifade eden Sanbar, Gazzelilerin saldırılara rağmen bölgede kalarak direndiğini belirtti. Gazze’nin “açık hava mezarı” haline geldiğini söyleyen Sanbar, İsrail’in Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) bazı çalışanlarına yönelik iddialarına da değindi.
Sanbar, sözlerini, “Bugün açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan 6 milyon insanla ilgilenen bir kurumun finansmanını kesmek için acele eden Batılı büyük demokrat güçlerin sayısı kesinlikle iğrenç bir şey” diye tamamladı.
Gazze’de 20 yıla aşkındır arkeoloji alanında faaliyetler yürüten Elter ise bölgede 2017’den bu yana geliştirdikleri “İntikal” isimli programla Filistinli gençlere kültürel miraslarını koruma eğitimi verdiklerini anlattı. Bölgede arkeoloji alanında eğitim verdikleri Gazzelli gençlerin kendi miraslarından gurur duyduğunu dile getiren Elter, “1 Kasım’da (2023) Gazze’den çıktım, roketlerin ve İsrail’in bombardımanları arasında bir ay geçirdim” dedi.
Artık Gazze’ye girilemediği için bölgedeki yıkımın boyutu hakkında bilgi veremeyeceğini kaydeden Elter, “Birçok yer yıkıldı. Gazze’nin tarihi kent merkezindeki yıkım en çarpıcı olanıydı. Kent merkezinin 3 simgesel binası tamamen yıkıldı. Bunlardan biri de kentin tam merkezinde bulunan Büyük Ömer Camisi” ifadesini kullandı. Elter, şimdilik Gazze’deki kültürel miras alanlarının muhafaza edilmesinin önemine vurgu yaparak, gelecek yıllarda bu alanların yeniden inşasının gündemde olacağına işaret etti.
Elke Selter de uluslararası sözleşmelere göre, bir miras alanını hedef almanın suç teşkil ettiğini hatırlatarak, “Uluslararası hukuka saygının hiç olmadığı bir savaşın içindeyiz” dedi. Selter, bölgedeki kültürel mirası Gazzeliler ve Filistinliler için korumanın önemine dikkati çekti.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)